Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında Dubai’de düzenlenen Dünya İklim Eylemi Zirvesi 13 Aralık’ta tamamlandı. COP28savunmasız ülkelerin iklim değişikliği nedeniyle karşılaştıkları giderek artan zararlarını karşılamak üzere oluşturulan yeni bir fonun kurulması haberiyle başladı ve iklim değişikliğinin itici gücü olan fosil yakıtlarla mücadeleye yönelik ilk uluslararası anlaşmayla sona erdi. Emisyonları önemli ölçüde azaltmak için kilit sektörleri hızla dönüştürmek ve iklim değişikliğinin mevcuttaki etkilerine yanıt vermek, katılımcıların ortak gündemi oldu.
Bu yılki COP'un ana sahnesi, her beş yılda bir Paris Anlaşması'ndaki ilerlemeyi değerlendirmek ve daha güçlü bir iklim eylemini harekete geçirmek için ilk kez düzenlenen Küresel Durum Raporu (Global Stocktake) idi. BAE Mutabakatı olarak adlandırılan Küresel Durum Raporu, enerji, ulaşım ve doğal kaynak kullanımı için kritik sinyaller gönderdi ve 2025'te yapılacak ulusal iklim taahhütlerine (NDC'ler) yön verdi.
Fosil yakıtlardan uzaklaşma kararı, BM iklim müzakerelerinin 30 yıllık tarihinde ilk kez bir COP'un resmi sonuçlarında yer aldı. Katılımcılar, fosil yakıt döneminin sonunun başlangıcına işaret eden bir anlaşmaya imza attılar. Bu gelişme, tarihte kayıtlara geçen en sıcak yılda gerçekleşen zirveye uygun bir kapanış oldu.
Resmi iklim müzakerelerinin dışında, metan emisyonlarının azaltılması, daha sürdürülebilir gıda sistemlerinin oluşturulması, ormanların korunması ve daha fazlası için yeni taahhütler de dahil olmak üzere önemli ilerlemeler kaydedildi.
COP 28’den Satırbaşları
Fosil yakıtlardan temiz enerjiye hızlı geçiş şart.
BAE Mutabakatı, " fosil yakıtlardan adil, düzenli ve hakkaniyetli bir şekilde uzaklaşılması ve 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmak için bu eylemin hızlandırılması" çağrısında bulundu.
Sonuç aynı zamanda 2030 yılına kadar dünyanın yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına, enerji verimliliğinin ise iki katına çıkarılması yönünde bir anlaşmayı da içeriyor. COP bildirisi ülkelere, sadece sıfır emisyonlu araçlara geçiş değil, aynı zamanda toplu taşıma ve güvenli bisiklet altyapısının oluşturulması gibi yollarla karayolu taşımacılığından kaynaklanan emisyon azaltımlarını hızlandırma çağrısında da bulundu.
Bu kararları gerçeğe dönüştürmek için ülkelerin bir sonraki NDC'lerine güçlü hedefler eklemeleri gerekiyor. Bir diğer kritik sınav ise gelişmekte olan ülkeler için enerji dönüşümünü mümkün kılmaya yardımcı olacak finansmanın sağlanması olacak.
Kayıp ve Hasar Fonu faaliyete geçti.
Aylarca süren yoğun görüşmelerin ardından “Kayıp ve Zarar Fonu” Dubai zirvesinin ilk gününde faaliyete geçti. Fon, iklimden zarar gören ülkelerin iklim etkileriyle başa çıkmalarına yardımcı olmak üzere tasarlandı.
Bir grup ülke, fona sağladıkları yaklaşık 700 milyon dolar ile ön plana çıksa da savunmasız ülkelerin 2030 yılına kadar karşılaşabileceği 580 milyar dolarlık iklim kaynaklı zararla karşılaştırıldığında fonun miktarı henüz yeterli olmaktan uzak.
Kayıp ve zarar, Küresel Durum Raporu çıktılarına dahil edilmiş olsa da, azaltım ve uyumun yanında iklim eyleminin üçüncü ayağı olarak gerektiği yeri alamadı. Bu durum, iklim değişikliğinin artan etkilerinin en ağır yüküyle karşı karşıya kalan hassas topluluklar ve gelişmekte olan ülkeler için önemli bir eksiklik olarak kaldı.
Küresel Uyum Hedefi için çerçeve oluşturuldu, ancak finansman eksikleri henüz giderilmedi.
2015 Paris Anlaşması, uyum kapasitesinin artırılması, direncin güçlendirilmesi ve iklim değişikliğine karşı kırılganlığın azaltılması için bir ana hedef belirlemiş olsa da, müzakereciler net hedefler veya performansın nasıl ölçüleceği konularında bir çerçeve tanımlamamıştı. İki yıl süren tartışmaların ardından COP28'de belirli temalar ve sektörler (su ve sağlık gibi) ve uyum politikası geliştirilmesi süreci için zamansal küresel hedefler üzerinde anlaşmaya varıldı.
“Küresel Uyum Hedefi” çerçevesi kapsamında belirlenen bu hedefler henüz sayısallaştırılmadı ve gelişmekte olan ülkeler için mali ve diğer destekleri de içermiyor. Yeni çerçeveyi geliştirmek için, hedeflere yönelik ilerlemeyi ölçecek ve değerlendirecek göstergeler geliştirmek üzere iki yıllık bir çalışma programı oluşturuldu.
Küresel Uyum Hedefi çerçevesi, uyum finansmanı ihtiyacının büyüdüğü gerçeğine üstünkörü bir atıfta bulunsa da Küresel Durum Raporu, mali desteğin, uyum finansmanının iki katına çıkarılmasına yönelik mevcut taahhüdün ötesinde, önemli ölçüde artırılması gerektiğini vurguluyor.
Yeni finans hedefi ortaya çıkarken finansman zorlukları gelecek yıla ertelendi
COP28 sonuçları finansman konularının çoğunu COP29'a bırakırken, Yeni Kolektif Niteliksel Hedef (NCQG) olarak adlandırılan yeni bir iklim finansmanı hedefinin kabul edilmesi gelecek yılın en önemli gündem maddesini oluşturdu. Bu yeni hedef, ilk olarak 2009 yılında kabul edilen, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere yıllık 100 milyar dolar iklim finansmanı sağlama taahhüdünün yerini alacak. Yeni hedefin, 2030 yılına kadar gelişmekte olan ülkelerin 5.8 trilyon - 5.9 trilyon dolar olarak tahmin edilen ihtiyaçlarını dikkate alması gerekecek.
COP28 ayrıca, gelişmekte olan ülkeleri iklim değişikliğiyle mücadelede desteklemeye adanmış en büyük uluslararası fon olan Yeşil İklim Fonu'nun ikinci ikmaline 3.5 milyar dolarlık ek yeni taahhüt getirdi. İkinci ikmalle, fon 12.8 milyar $'a ulaştı.
Ulusal iklim taahhütlerinin güçlendirilmesi gerekiyor.
Küresel Durum Raporu, ülkeleri 2025'teki COP30'dan çok önce yeni NDC'ler sunmaya çağırıyor. Bir sonraki turda ülkelerin 2030 hedeflerini güncellemeleri ve 2035 için yeni hedefler sunmaları bekleniyor. COP28 kararı, IPCC'nin ısınmanın 1.5 C derece ile sınırlandırılmasının küresel sera gazı emisyonlarının 2035 yılına kadar 2019 seviyelerinin %60 altına indirilmesini gerektirdiğini tespit ettiğine dikkat çekerek, yeni NDC'lerin daha iddialı olması gerektiğinin altını çiziyor.
COP28 sonuçları, bir sonraki NDC turunun emisyonları azaltmaya yönelik mevcut eylemleri geliştirmesinin yanı sıra adaptasyon, adil geçiş çabaları ve kayıp ve hasara yönelik plan ve öncelikleri de içermesi gerektiğini belirtiyor.
Hükümetler bir sonraki NDC turlarını 2024 yılında hazırlamaya başlayacaklar. BM Genel Sekreteri, 2025 yılında ülkelerin yeni taahhütlerini sunmaları için özel bir etkinlik düzenleyecek.
Müzakereciler, daha iddialı NDC'leri güvence altına almak ve eylemi teşvik etmek için gerekli finansmanı sağlamak üzere önümüzdeki iki yıl içinde uluslararası işbirliğini geliştirmeyi amaçlayan bir "Görev 1.5'e Giden Yol Haritası" üzerinde işbirliği yapma konusunda anlaştılar.
Yemek nihayet menüye giriyor.
Dünya topraklarının yaklaşık %80'ini kapsayan yüz elli dokuz ülke, 2025 yılına kadar gıda ve gıda sistemlerini NDC'lerine entegre etme taahhüdünde bulunarak Sürdürülebilir Tarım, Dirençli Gıda Sistemleri ve İklim Eylemine ilişkin COP28 BAE Deklarasyonunu imzaladı. İmzacılar arasında Arjantin, Brezilya, Çin, AB, Rusya, Türkiye, Ukrayna ve ABD gibi gıda sistemindeki küresel oyuncular da yer alıyor.
Gıda Sistemleri Dönüşümü için Şampiyonlar İttifakı (ACF) da faaliyete geçti. Aralarında Brezilya, Kamboçya, Norveç, Sierra Leone ve Ruanda'nın da bulunduğu üye ülkeler, BAE deklarasyonunun hedefleri doğrultusunda daha hızlı harekete geçmek için "tüm hükümet" yaklaşımı sözü verdi. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) açlığı ortadan kaldırırken iklim değişikliğinin nasıl önlenebileceğine ilişkin bir yol haritası yayınladı. COP 28, gıdanın iklim çabalarının merkezinde yer almaya başladığı COP oldu.
Şehirler iklim eyleminde önemli alanlar olarak tanımlandı.
Şehirler COP28'de daha önceki tüm COP'lardan daha büyük bir rol oynadı. Türünün ilk örneği olan "Yerel İklim Eylemi Zirvesi", 500'den fazla belediye başkanını, valiyi ve yerel lideri bir araya getirerek şehirlerin iklim eylemindeki rolünü ortaya koydu. Yetmiş bir ülke, NDC'lerine güçlü kentsel iklim eylemlerini dahil etmeyi ve yerel ve ulusal hükümetler arasında işbirliğini geliştirmeyi taahhüt ederek Yüksek Hedefli Çok Düzeyli Ortaklıklar Koalisyonu (CHAMP) girişimine katıldı. UN-Habitat, Kentleşme ve İklim Değişikliği konulu ikinci Bakanlar Toplantısına da ev sahipliği yaptı.
COP28 anlaşması, karbondioksit emisyonlarının %70'inin kaynağı olan kentlerin kritik iklim alanları ve eylem ortakları olması gerekliliğinin altını çiziyor.
Metan emisyonlarını azaltmak için taahhütler ve finansman kaynakları oluşturuldu.
COP28, karbondioksitten 20 kat daha güçlü bir sera gazı olan metan kirliliğine yönelik cesaret verici eylemlere sahne oldu. Hükümetler, şirketler ve hayırseverler, metan gazını azaltmaya odaklanan projeler için 1 milyar doların üzerinde yeni hibe açıkladı.
Küresel Metan Taahhüdüne beş ülke daha katıldı -Angola, Kenya, Kazakistan, Romanya ve Türkmenistan- ve toplam imzacı sayısı 155'e ulaştı. Bu ülkeler, küresel metan emisyonlarını 2030 yılına kadar 2020 seviyelerine göre %30 oranında azaltmayı taahhüt ediyor. ABD, metan konusunda yeni düzenlemeler açıkladı. Çin ise, metanı bir sonraki NDC'sine dahil etmeyi taahhüt etti.
Küresel Durum Raporu da tüm ülkeleri metan da dahil olmak üzere CO2 dışı emisyonların azaltımını hızlandırmaya çağırdı ve tüm sera gazlarını bir sonraki NDC'lerine dahil etmeye teşvik etti.
Ormanlar ve arazi kullanımı konusunda küçük adımlarla ilerleme
COP28, 140'tan fazla dünya liderinin 2021'de on yılın sonuna kadar orman kaybını ve arazi bozulmasını durdurma ve tersine çevirme taahhüdünde bulunduğu Glasgow Liderlerinin Ormanlar ve Arazi Kullanımı Deklarasyonuna yönelik siyasi iradenin devam ettiğini gösterdi. Bu yıl, imzacılar İklim, Doğa ve İnsan Ortak Bildirisini yayınlayarak finansmanı artırmayı, Yerli Halkların ve yerel toplulukların katılımını sağlamayı ve iklim ve doğa krizleriyle mücadelede veri toplamayı iyileştirmeyi taahhüt ettiler. Glasgow Deklarasyonu'nun hedeflerine ulaşılması için ihtiyaç duyulacak yeni finansman mekanizmalarına ilişkin çok sayıda duyuru da yapıldı.
COP 28 ve Türkiye
Türkiye, iklim değişikliği kaynaklı afetler için oluşturulan Kayıp Zarar Fonu’ndan yararlanmak istediğini belirtti. Dünyanın en gelişmiş 20 ülkesi (G20) arasında bulunan Türkiye, ulusal sera gazı emisyonlarını 2030’a kadar yüzde 30’dan fazla artırmayı öngören iklim hedefini henüz güncellemedi. Zirve kararına göre tarafların Paris Anlaşması’na uygun şekilde 2030 ulusal iklim hedeflerini 2024 yılının sonuna kadar güncellemesi gerekiyor.
COP28’de Türkiye’nin imzaladığı deklarasyonlar:
İklim ve Sağlık Bildirisi: 143 ülke, ilk kez iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkilerini ele alacak sistemler kurmak için söz verdi.
Sürdürülebilir Tarım, Dirençli Gıda Sistemleri ve İklim Eylemi Bildirisi: 158 ülke, gıda üretimini ve üreticileri iklim değişikliğinin etkilerine karşı korumaya söz verdi.
İklim Eylemi için Yüksek Hedefli Çok Düzeyli Ortaklıklar Koalisyonu (CHAMP): 65 ülke, iklim stratejilerinin planlanması, finansmanı, uygulanması ve izlenmesinde yerel yönetimlerle ve belediyelerle işbirliği yapılmasını amaçlıyor.
COP28’de Türkiye’nin yer almadığı girişimler:
Küresel Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Taahhüdü: 130 ülke, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjiyi 3’e, enerji verimliliği çalışmalarının hızını 2’ye katlama sözü verdi.
Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Adil Geçiş ve İklim Eylemi Ortaklığı: 76 ülke, toplumsal cinsiyete duyarlı bir iklim adaleti bildirisi açıkladı.
İklim, Yardım, Toparlanma ve Barış Bildirisi: 80 ülke, iklim değişikliğine uyumu ve dirençliliği artırmaya yönelik bir iş birliği çağrısı yaptı.
Küresel Soğutma Taahhüdü: 66 ülke, 2050 yılına kadar tüm sektörlerde soğutma teknolojilerinden kaynaklanan emisyonları 2022 seviyelerine göre küresel olarak en az %68 oranında azaltmayı amaçlıyor.
Hidrojen Bildirisi: 37 ülke küresel yenilenebilir ve düşük karbonlu hidrojen piyasasının ve sertifikasyon programlarının geliştirilmesini amaçlıyor.
Küresel İklim Finansmanı Çerçevesine İlişkin Liderler Bildirisi: Küresel finansmanı iddialı bir iklim eylemine uygun hale gelecek şekilde dönüştürmeyi hedefliyor.
Kömür Sonrası Enerji İttifakı (PPCA): 2017’de kurulan ittifaka 7 ülke daha katılarak kömürden çıkma taahhüdü verdi; Polonya, Bulgaristan, Malta ve Romanya ile birlikte Türkiye ittifaka katılmayan 5 Avrupa ülkesinden biri oldu.
İklim, Doğa ve Toplum Bildirisi: 18 ülke, ulusal iklim, biyoçeşitlilik ve arazi restorasyon plan ve stratejilerinin entegre şekilde planlanması ve uygulanması için ortak çalışma kararını açıkladı.
Uyum Finansmanı Konusunda Azim Koalisyonu: 13 ülkenin kurduğu koalisyon, uyum finansmanına erişimin kolaylaştırılması ve tüm uyum finansmanı kaynaklarının artırılması konularında birlikte çalışacağını açıkladı.