İklim Finansmanı Nedir? Nasıl Sağlanır?

İklim finansmanı, iklim değişikliğinin etkilerinin hafiflemesi ve değişen iklime uyum eylemlerinin desteklenmesi çalışmaları için kamu, özel ve alternatif finansman kaynaklarından elde edilen finansman türüdür. İklim finansmanı, emisyonları azaltma ve iklim değişikliğine uyum sağlama için gereken büyük ölçekli yatırımlara kaynak sağlar.

Paris Zirvesi’nin ardından iklim değişikliği ile mücadelede girilen yeni dönemde finansmanın önemi arttı. Paris’te uzlaşıya varılan 2 derece hedefine ulaşabilmek için, 2015-2030 yılları arasında yapılacak altyapı yatırımlarının düşük karbonlu ekonomiyi desteklemesi gerekiyor. Bu dönüşüm için yılda yaklaşık 700 milyar -1 trilyon dolara ihtiyaç duyulacağı tahmin ediliyor.

Küresel iklim finansman sistemi, karmaşık ve sürekli gelişen bir yapıya sahip. Fonlar, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin (UNFCCC) ve  Paris Anlaşması mali mekanizmalarının içinde ve dışında yer alan çok taraflı (multilateral) kanallardan sağlanıyor. Giderek artan sayıda iki taraflı (bilateral) ve  bölgesel ve ulusal iklim değişikliği fonu da finansman sistemine dahil oluyor. Küresel ölçekte iklim finansmanı akışlarının izlenmesi, iklim finansmanını neyin oluşturduğuna dair üzerinde anlaşmaya varılmış bir tanım veya tutarlı muhasebe kurallarının olmaması nedeniyle zor. Çok sayıda ve çeşitli iklim finansmanı mekanizması, koordinasyon ve uyumu zorlaştırıyor. Ancak bu alandaki gelişmeler, kapsayıcılığı artırırken erişimi basitleştirmeye devam ediyor.

Günümüzde iklim finansmanı, kamu ve özel sektörden birçok farklı kaynaktan temin ediliyor. Hem iklim değişikliğinin etkilerine maruz kalan gelişmekte olan ülkelerin, hem de özel sektör girişimcilerinin kullanabileceği kaynaklar bulunuyor. İklim finansmanı,  hibeler ve imtiyazlı kredilerden, garantiler ve özel sermayeye kadar geniş bir skalada sunuluyor ve çok sayıda kurum tarafından sağlanıyor. İklim finansmanında öne çıkan kurumları ve finansman metotlarını derledik.

1991 yılında kurulan Küresel Çevre Fonu (Global Environment Facility, GEF), küresel çevre sorunlarıyla mücadele etmek ve Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik ve İklim Değişikliği Sözleşmeleri'ne taraf olan ülkelerde bu sözleşmelerin uygulanmasına destek olmak temel hedefiyle  oluşturuldu. Geçiş ekonomileri ve gelişmekte olan ülkelerdeki biyoçeşitlilik koruma, iklim değişikliğiyle mücadele, toprak bozunumu ve sürdürülebilir orman yönetimi alanındaki projelere finansman desteği sağlamayı hedefleyen Fon, kuruluşundan itibaren birçok farklı alanda iklim değişikliğine destek sağlayan projeye kaynak aktardı. 2022-2026 dönemini kapsayan GEF 8 kapsamında 29 ülke 5,33 milyar USD hibe edeceğini taahhüt etti. GEF şemsiyesi altında birçok farklı program ve fon aracılığıyla ülkelere finansman desteği sağlanıyor.

Adaptation Fund (AF) Kyoto Protokolü altında kurulan bir GEF programı. Program, gelişmekte olan ülkelere iklim değişikliğinin zararlı etkilerini azaltmak için maddi destek sağlıyor. Program, kaynağını hükümetler, özel sektör donörleri ve CDM (Clean Development Mechanism) kapsamındaki emisyon satışlarının gelirlerinden elde ediyor. AF kapsamında, 2009 yılından beri 1,4 milyar USD fon sağlandı.

GEF, En Az Gelişmiş Ülke Fonu (Least Developed Countries Fund- LDCF) ve Özel İklim Değişikliği Fonu (Special Climate Change Fund- SCCF)’nu da UNFCCC COP rehberliğinde yönetiyor. Bu fonlar iklim hedeflerine uyumu daha küçük ölçekli projeler yoluyla (her ülkeye 20 milyon USD'lik finansman tavanı gibi) destekliyor. Aralık 2022 itibariyle, LDCF, 312 proje için 1,4 milyar USD bütçeyi onaylarken projelere 530 milyon USD tutarında nakit transferi yapıldı, SCCF, 73 proje için 284 milyon USD onayladı, 181 milyon USD tutarında nakit transferi sağlandı.

Aralık 2015’de kurulan Yeşil İklim Fonu (Green Climate Fund, GCF) iklim finansmanı için kullanılan en geniş kapsamlı fon. Gelişmiş ülkelerin 2025 yılına kadar sağlamayı taahhüt ettikleri senelik 100 milyar dolarlık kaynak, GCF aracılığı ile kanalize edilecek. UNFCCC COP operasyonlarıyla uyumlu olarak çalışan fonun kaynakları iklim değişikliğinin etkilerini hafifletme ve adaptasyon faaliyetleri için eşit olarak paylaştırılacak. İklim değişikliği adaptasyonuna ayrılan fonun yarısı, iklim değişikliğinin etkilerinden birebir etkilenen en az gelişmiş olan ülkeler, gelişmekte olan küçük ada ülkeleri ve Afrika ülkelerine ayrılacak. Fon, 2022 yılı sonu itibarıyla 34 donör ülkeden 10 milyar USD’ye ulaşan yardım teminatı aldı.

İklim Yatırım Fonu (Climate Investment Fund, CIF), gelişmekte olan ülkelere iklim değişikliğine uyum sağlama ve iklim değişikliğinin etkilerini hafifletme amaçlı kredi sağlayan ve Dünya Bankası tarafından uluslararası kalkınma bankaları ile iş birliğinde yönetilen bir yatırım fonu. 2008 yılından beri faaliyet gösteren fona kaynak sağlayan ülkeler, toplam 10,6 milyar USD tutarında destek taahhüdünde bulundu.

CIF içinde yer alan Temiz Teknoloji Fonu (Clean Technology Fund- CTF) programı yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve sürdürülebilir ulaşım alanlarında düşük karbonlu teknolojileri kullanmayı teşvik eden projelere, 2022 yıl sonu itibariyle 7,9 milyar USD kaynak aktardı. Fonda yer alan diğer bir program olan Strategic Climate Fund (SCF) ise 2022 yılında 2,69 milyar dolarlık bir bütçeye sahipti.

SCF kapsamındaki, Orman Yatırım Programı (FIP) ormansızlaşmayı engelleme ve yeniden ormanlaştırma çalışmalarını destekliyor. İklim Dayanıklılığı (PPCR) pilot programı, ekosistemin iklim değişikliğinin yarattığı değişikliklere adapte olabilme kapasitesi konusunda gelişmekte olan ülkelerin kalkınma planlarına iklim esnekliğini entegre edebilmeleri için kamu ve özel sektöre ek kaynak sağlamak amacıyla kuruldu. Gelişmekte Olan Ülkelerde Yenilenebilir Enerji Kullanım Ölçeğini Büyütme Programı (SREP) ise toplumların temiz enerjiye ulaşımını arttırmayı ve ekonomik kalkınmayı destekliyor. 

Çok Taraflı Kalkınma Bankaları (Multilateral Development Banks- MDB'ler) de iklim finansmanının önemli aktörleri arasında yer alıyor. MDB’ler yalnızca 2021 yılında  41,12 milyar USD tutarında iklim finansmanı taahhüdü verdi.  Birçoğu iklim değişikliği kriterlerini temel kredilendirmelerine faaliyetlerine ve operasyonlarına entegre etti, çoğu bölgesel veya tematik iklim eylemi girişimlerini finanse ediyor.

Dünya Bankası'nın karbon finans biriminin kurduğu Orman Karbon Ortaklık Tesisi (FCPF) ormansızlaşma ve orman bozulmasından kaynaklanan emisyonları azaltmak için karbon piyasası gelirlerinden yararlanılabilmesi, ormanların korunması, sürdürülebilir orman yönetimi ve

orman karbon stoklarının arttırılması (REDD+) konularında çalışıyor. Karbon finans birimi aynı zamanda, gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğine cevap vermek için piyasa tabanlı mekanizmalar oluşturmasına yardımcı olmayı amaçlayan Pazara Hazırlık için Ortaklık (PMR) ve kamu-özel ortaklığı olan ve arazi kullanım sektöründe karbonun yakalanması için çalışan girişimlere finansman sağlayan BioCarbon Fonu’nu yönetiyor.

Birleşmiş Milletler ’in bünyesindeki kurumlar da iklim finansmanında görev alıyor. Örneğin 2008 yılında başlatılan UN REDD projesi kapsamında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) REDD+ aktivitelerini desteklemek amacıyla bir araya geldi.

İklim finansmanında kullanılan çok sayıda farklı enstrüman da bulunuyor.

Yeşil tahviller: Bu tahviller bir kamu veya özel kuruluş tarafından ihraç edilen bir tür borçtur. Diğer kredi araçlarından farklı olarak fonları çevresel amaçlarla kullanmayı taahhüt ederler. Olumlu çevresel etkileri olan projeleri desteklemek amacıyla uygulamaya geçirilen yeşil tahviller, ilk olarak 2007 yılında Dünya Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası (AYB) tarafından başlatıldı. 

Borç takasları: Çok taraflı kalkınma bankaları ya da diğer ülkelerden borç alan ülkelerin, borcu karşılığında iklim adaptasyonu kabiliyetini geliştirecek yatırım yapmasıdır. Yapılan yatırım, borçlu ülkenin iklim adaptasyonu kabiliyetini artırıyorsa, borcu alacaklı kurum tarafından silinir.

Garantiler: Garantiler, bir garantörün, iklim değişikliği faaliyetleri bağlamında borç alan tarafın borç verene karşı yükümlülüklerini yerine getireceğini taahhüt etmesidir.

İmtiyazlı Krediler: İmtiyazlı krediler, daha uzun geri ödeme süreleri ve daha düşük faiz oranları ile geleneksel kredilerden farklılaşan, iklim değişikliğinin etkilerini azaltım ve uyum faaliyetlerine yönelik kredilerdir.

Hibe ve bağışlar: Bu enstrümanlar, iklim acil durumuyla mücadele ile ilgili projelere verilen ve geri ödenmesi gerekmeyen meblağlardır.

 

Yarını bugünden şekillendirmek isteyen yatırımcıların sorularını cevaplıyoruz...